Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Kaf Suresi, 7)

Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaıdır. Allah katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir; (Şura Suresi, 36)

İman hakikatlerinin öğrenilmesi ve tefekkür edilmesi sonucunda kazanılan tüm vasıflar müminin Allah korkusunun artmasını, Allah'ın emir ve yasaklarını çok daha şevkli ve bilinçli bir şekilde yerine getirmesini sağlar. Dolayısıyla, Allah'ın rahmetine kavuşmasına vesile olurlar. Allah'ın rahmeti bu dünyada hayır, bereket, güzellik, aklın artması, ilim ve hikmet verilmesi, huzur, neşe ve mutluluk verilmesi, nimet verilmesi gibi ihsanlardır. Ahirette ise ebedi Cehennem azabından kurtuluş, sonsuz Cennet nimetlerine ve Allah'ın sürekli rızasına kavuşmadır.

İmanın derecesine göre Cennette kavuşulan dereceler de farklı farklıdır. Bu nedenle iman hakikatlerinde derinleşerek, Allah'ın sonsuz sıfatlarına daha yakından şahit olan ve bunun sonucunda kesin bilgiye dayalı (tahkiki), katıksız ve üstün bir imana sahip olan müminlerin Cennetteki makamları da Allah'ın izniyle aynı oranda üstün olur. (En doğrusunu Allah bilir.)

İman hakikatlerini inceleyen, öğrenen müminler, sahip oldukları derin tefekkürleri ve içleri titreyerek Allah'tan duydukları korku nedeniyle, Allah'ın izni ve dilemesiyle, cennetlerde yüksek derecelerle ödüllendirileceklerdir:

Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. Onlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. İşte gerçek mü'minler bunlardır. Rableri katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır. (Enfal Suresi, 2-4)